04 Haziran 2025 Çarşamba
İstanbul, Türkiye’nin en büyük metropolü ve ekonomik lokomotifi olmasına rağmen, bölgesel işsizlik ve kentsel eşitsizlik sorunlarıyla yüzleşmektedir. Bu mega kentteki hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme ve ekonomik yapıdaki dengesizlikler, özellikle gençler ve dezavantajlı gruplar için iş gücü piyasasında ciddi sorunlara yol açmaktadır.
İstanbul’da işsizlik oranları bölgeden bölgeye ciddi farklılıklar göstermektedir. Beşiktaş, Şişli, Kadıköy gibi merkez ilçelerde eğitimli nüfus ve hizmet sektörü yoğunluğu nedeniyle işsizlik oranları nispeten düşükken; Esenyurt, Sultangazi, Sultanbeyli ve Arnavutköy gibi çevre ilçelerde genç işsizliği ve kayıt dışı istihdam oranı çok daha yüksektir. Bu durum, ekonomik ve sosyal politikaların mekânsal olarak adil dağıtılmadığını ortaya koymaktadır.
İstanbul’da kentsel eşitsizlik, sadece gelir farkı ile sınırlı değildir. Eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, ulaşım altyapısı ve sosyal donatılar açısından da büyük uçurumlar bulunmaktadır. Örneğin, Sarıyer’in bazı mahalleleri ile Bağcılar arasında yaşam kalitesi ve kişi başına düşen gelir bakımından büyük farklar söz konusudur. Bu farklılıklar, istihdam olanaklarını da doğrudan etkilemektedir.
Mega kent İstanbul’da özellikle genç nüfus ve kadınlar iş gücü piyasasında ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. Eğitim seviyesindeki artışa rağmen, gençler beceri uyumsuzluğu ve deneyim eksikliği nedeniyle iş bulmakta zorlanmaktadır. Kadınlar ise hem toplumsal cinsiyet rolleri hem de güvenlik, ulaşım ve kreş hizmetleri gibi altyapı eksiklikleri nedeniyle iş piyasasında geri planda kalmaktadır.
İstanbul’da bölgesel işsizliği ve kentsel eşitsizliği azaltmak için aşağıdaki politikalar önemlidir:
İstanbul gibi büyük bir mega kentte işsizlik ve kentsel eşitsizlik, sadece bireysel değil toplumsal ve ekonomik bir sorundur. Bölgesel farkların giderilmesi, dengeli bir kalkınma için hayati öneme sahiptir. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve adil politikalarla İstanbul’un tüm bölgelerinde eşit yaşam ve istihdam olanakları sağlanabilir.